Obezite, Dünya Sağlık Örgütü tarafından çağımız en önemli sağlık sorunlarından biri olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca kronik hastalıklar grubunda yer almaktadır. Beslenme alışkanlıklarının değişmesi ve hareketsiz bir yaşam şeklinin benimsenmesi oluşmasında ki en büyük etkendir. Vücut kitle endeksi hesaplama ile ölçülebilen obezite kişilerin özelliklerine göre farklılıklar göstermektedir. Akut ve kronik birçok hastalığa sebep olmakla birlikte psikolojik problemleri de beraberinde getirmektedir.
Obezite, genel olarak vücutta sağlığı bozacak bir şekilde yağ birikmesi ve boy uzunluğu ile kilo oranının sağlıklı bir düzeyde olmaması olarak tanımlanmaktadır. Ülkemiz dahil tüm dünyada en sık görülen sağlık sorudur. Tedavi edilmediği takdirde tip 2 diyabet, kalp hastalıkları, infertilite, psikolojik hastalıklar ve kanser gibi birçok akut ve kronik hastalıklara sebep olmaktadır.
Obezite hastalığının belirtileri şunlardır;
Obezite hastalığına neden olan ama günlük hayatımızda fark etmediğimiz bazı alışkanlıklar vardır. Bu alışkanlıklar ve genetik nedenler şunlardır;
Obezitenin neden olabileceği yandaş hastalıklar:
Obezite teşhisi konulabilmesi için ilk önce fiziki muayene yapılır. Bununla birlikte hastaların sağlık sorunları ve şikayetleri dinlenir. Muayene soncunda, yapılan kan ve idrar tahliller doğrultusunda sorunların araştırılması yapılır. Gerekli görülen durumlarda tomografi de istenmektedir. Mutlaka Vücut Kitle Endeksi ölçümü yapılmalıdır.
Vücut kitle endeksi hesaplamalarına göre obezite aralıkları;
• Vücut kitle endeksi 20-25 arası normal kilo sınıfı
• Vücut kitle endeksi 25-30 arası sınıfın
• Vücut kitle endeksi 30-35 arası obez sınıfı
• Vücut kitle endeksi 35 ve üzeri ise morbid obez sınıfı
Obezitenin belirli bazı tipleri vardır. Bu obezite tipleri şunlardır;
Obezite hastalığında uzman diyetisyen tarafından diyet tedavisi yöntemi önemli bir yöntemdir. Obezitede diyet tedavisi desteği ile:
Egzersiz tedavisinin amacı diyet tedavisinde destekleyici rol oynayarak diyete oluşabilecek kas kayıplarının önüne geçmektir. Fiziksel aktivitenin yağ dokusunu azalttığı ve diyet bağlı olarak görülebilen kas kütlesi kayıplarını önlediği kabul edilmiştir.
Egzersiz tedavisinin uygulama yöntemleri şu şekildedir :
Türü; Yürüyüş ve Direnç Egzersizleri
Sıklığı; Haftada en az 5 gün
Süresi; 30 dakika ile başlayarak her gün için 5 dakika arttırmak.
Önerilen egzersiz tedavisinde dikkatli olmalı ve bir uzman tarafından önerilmelidir. Çünkü egzersiz tedavisinin şiddetine ve türüne bağlı olarak yaralanmalar yaşanabilmektedir. Bunun önüne geçebilmek için dikkatli olmak ve uzman kontrolünde olmak gerekir.
Obezite tedavisinde kullanılan bir diğer yöntemde davranış değişikliği (psikoloji) tedavisidir. Bilindiği üzere obeziteyi tetikleyen diğer bir unsurda psikolojik değişimlerdir. Bu nedenle bir psikolog uzmana danışarak davranış değişikliği tedavisi kişiye fayda sağlayacaktır. Davranış değişikliği tedavisinde basamaklar şu şekildedir:
1.Gözlemleme
2.Uyaran kontrolü
3.Alternatif davranış geliştirme
4.Davranışı ödüllendirerek pekiştirme
5.Bilişsel yapılandırma
6.Sosyal destek
Obezite tedavisinde farmakolojik tedaviye de başvurulmaktadır ancak kullanılacak olan ilaçlar hafif ve orta derecede, farklı ciddi hastalıklar sonucu oluşan obezite için uygun değildir. Bununla birlikte kullanılan ilaçların, sağlık yönünden güvenilir olması, yan etkisinin olmaması ve bağımlılık yapmaması önemlidir. Bir diğer önemli nokta ise bu tip ilaçların uzman doktorlar tarafından verilmesi ve düzeli kontrol edilmesi gerekmektedir.
Şu da unutulmamalıdır ki farmakolojik tedavi tek başına bir etki sağlayamamaktadır. Bu tedavi, diyet ve egzersiz tedavileriyle birlikte uygulanmalıdır.
Cerrahi tedavi, obezite tedavisinde en sık kullanılan için yöntemdir. Ancak obezitede cerrahi müdahale her hasta için kullanılmamaktadır. Cerrahi tedavinin uygulanabilmesi için kişinin vücut kitle endeksinin %40 ve üzeri olması gerekmektedir. Ancak cerrahi müdahale tek başına yeterli değildir ve operasyon sonrasında diyet ve egzersiz tedavisi uygulanmalıdır. Birçok farklı obezite cerrahisi yöntemi vardır.
Mide kelepçesi uygulamasına mide bandı yöntemi de denmektedir. Bu yöntemde, hastanın midesinin giriş bölümüne bir bant yerleştirilir. Hasta yemek yediğinde yiyecekler önce bu banda, daha sonra mideye ulaşır. Bu şekilde kişiye doygunluk hissi daha erken gelir. Bu yöntem ile hastalar kilolarının yaklaşık olarak %65-70’ini verebilmektedir. Bu ameliyat için vücut kitle endeksinin %40 ve fazlası olmalıdır.
Bu yöntemde hastaların midelerinin %70’lik kısmı alınmaktadır. Bu şekilde kişi daha az yemek yiyerek kilo verilmesi sağlanır. Ameliyat sonrasında kişi bir uzman tarafından önerilen diyet ve kas güçlendirici egzersiz tedavileri uygulamalıdır.
Bu yöntem kullanılarak hastanın midesinin bir kısmını kesilerek içe doğru katlanmaktadır. Bu sayede, besinlerin mideden geçiş hızı arttırılmış olur. Bu ameliyatın uygulanması için vücut kitle endeksinin %30-35 arasında olmalıdır.
Yaşadığımız çağda ebeveynlerin yeme alışkanlıklarının yağ ve şeker bakımından zengin hazır gıdalara kayması çocukların da bu şekilde bir yeme alışkanlıkları geliştirmesine sebep olmaktadır. Bu tür beslenme çocuklarda vitamin, mineral ve diğer tüm gerekli besinleri alamamasına neden olmaktadır.
Beslenme alışkanlıklarına ek olarak çocukların telefon, tablet ve bilgisayar başında oturarak hareketsiz bir yaşama alışması obeziteye zemin hazırlamaktadır.
Obezite, çocuklarda fiziksel ve ruhsal olarak bazı hastalıkların oluşmasında etkilidir.