Türkiye’de 800 bin kişi, çarpıntı, bayılma, halsizlik ve yorgunluk gibi belirtilerle kendini gösteren en yaygın tip olan atriyal fibrilasyon (AF) hastalığına sahiptir. Ancak bu hastalığın birçoğu farkında olmadan yaşamaktadır, bu durum da inme ve ölüm riskini artırabilir. 40 yaş ve üzerindeki her dört kişiden birinde hayatları boyunca AF riski bulunmaktadır, ki bu olasılık yaşla birlikte artmaktadır. Atriyal fibrilasyon, yaşam süresinin uzamasıyla birlikte giderek daha fazla insanı etkileyen bir ritim bozukluğudur.
AF’nin yarattığı sorunlar arasında çarpıntı hissi, fiziksel kapasitede azalma, uzun vadede kalp yetmezliği riski, felç ve ne yazık ki kısalan yaşam süresi yer almaktadır. Ancak, özellikle kalpte yapısal bir sorun olmadığı durumlarda AF’nin tanınması ve kişiye özel tedavinin planlanması, birçok potansiyel sorunun önlenmesine yardımcı olabilir.
Atriyal fibrilasyon, kalbin kulakçıklarından kaynaklanan bir ritim bozukluğudur. Bu durumda kalp ritmi hızlanır ve düzensizleşir, hastalar bu durumdan dolayı çarpıntı hissi yaşarlar.
Atriyal fibrilasyon belirtileri
Atriyal fibrilasyonun belirtileri kişiden kişiye değişebilir ve bazı durumlarda hiç belirti olmayabilir, bu yüzden kişi muayene sonrasında AF olduğunu öğrenebilir. Ancak belirtiler şiddetli olabilir:
Bu belirtiler birkaç dakika sürdüğü gibi bazen birkaç saate kadar uzayabilir. Ataklar tekrar edebilir veya belirtiler kendiliğinden geçebilir. Bazı durumlarda ise kalp ritmi kendiliğinden normale dönmez ve kalıcı bir hal alabilir.
Atriyal fibrilasyonun oluşum nedenleri nelerdir?
Atriyal fibrilasyon, kalbin üst odalarında bulunan atriyumların düzensiz ve kaotik bir şekilde kasılmasıdır. Bu durum kalp ritmindeki düzensizlikle ve sinyallerin kontrolsüz bir şekilde hareket etmesiyle ilişkilidir. Bununla birlikte AF’nin birçok potansiyel nedeni vardır:
Atriyal fibrilasyon nasıl teşhis edilir?
Atriyal fibrilasyon teşhisi için öncelikle hastanın detaylı bir tıbbi geçmişi alınır. Atriyal fibrilasyon şüphesi olan kişiler genellikle düzensiz kalp atışları, kalp çarpıntısı, nefes darlığı, yorgunluk gibi belirtileri doktorlarına bildirirler. Hekim, semptomları değerlendirmek ve doğru tanı koymak için çeşitli testler ve incelemeler yapabilir.
En yaygın teşhis yöntemi elektrokardiyogram (EKG) ile yapılan incelemedir. EKG, kalp ritmi ve ritim bozuklukları gibi durumları değerlendirmek için kullanılır. Atriyal fibrilasyon, EKG sonuçlarıyla tespit edilebilir. Ancak bazen atriyal fibrilasyon anlık olabilir ve EKG’de normal kalp ritmi görünebilir. Bu durumda, doktorlar bazı vakalarda uzun süreli ritim kaydı yapabilen bir Holter monitörü veya uzun süreli bir taşınabilir monitörün kullanılmasını önerebilirler. Bu cihazlar, kalp ritmi hakkında daha fazla veri toplamak için günler veya haftalar boyunca kullanılabilir.
Bunun yanı sıra, doktorlar kalbin yapısal durumunu değerlendirmek için ekokardiyografi gibi görüntüleme testlerini de isteyebilirler. Atriyal fibrilasyonun altında yatan sebepleri belirlemek için kan testleri, tiroid fonksiyon testleri ve diğer tetkikler de istenebilir.
Atriyal fibrilasyon tedavi edilebilir bir durumdur ve tedavi genellikle belirtiler ve hastanın özelliklerine bağlı olarak belirlenir. Tedavi seçenekleri arasında ilaçlar, kan sulandırıcılar, elektriksel kardiyoversion (kalp ritminin düzeltilmesi için uygulanan bir prosedür), kateter ablasyonu gibi yöntemler bulunabilir. Tedavi, doktorunuzun değerlendirmesi ve önerileri doğrultusunda yapılmalıdır.
Atriyal fibrilasyon tedavisi nasıl yapılır?
Atriyal fibrilasyon (AF) tedavisi, bireysel duruma ve semptomların şiddetine bağlı olarak çeşitlilik gösterir. Tedavi yaklaşımları, ritmi kontrol altında tutmaya, kalp atış hızını düzenlemeye, pıhtı oluşumunu önlemeye ve semptomların hafifletilmesine odaklanabilir.
Her hasta farklıdır ve tedavi planı bireysel olarak belirlenmelidir. Tedavi planı oluşturulurken, hastanın yaşam tarzı, diğer sağlık sorunları ve ilaçlara karşı toleransı da göz önünde bulundurulmalıdır. Tedaviyi yönlendiren kardiyologla yakın iletişimde olmak önemlidir, çünkü tedavi süreci hastanın durumuna göre değişebilir ve düzenli takip gerekebilir.
Atriyal fibrilasyon risk faktörleri nelerdir?
Atriyal fibrilasyon risk faktörleri, hastalığın gelişiminde rol oynayabilen çeşitli etmenleri içerir. Bu risk faktörlerinin bazıları önlenebilirken, bazıları genetik veya diğer sağlık koşullarından kaynaklanır:
Bununla birlikte, bu risk faktörlerine sahip olmak atriyal fibrilasyon geliştireceğiniz anlamına gelmez; ancak bu faktörler hastalık riskinizi artırabilir. Sağlık uzmanları tarafından bu risk faktörlerinin yönetimi ve kontrol altında tutulması, atriyal fibrilasyonun önlenmesi veya etkilerinin azaltılması açısından önemlidir.
Atriyal fibrilasyonda yaşam tarzı değişiklikleri neler olmalı?
Atriyal fibrilasyon hastaları için yaşam tarzı değişiklikleri, tedaviyi destekleyici ve genel kalp sağlığını iyileştirmeye yönelik olabilir. Atriyal fibrilasyon hastaları için önerilen yaşam tarzı değişiklikleri:
Atriyal fibrilasyonun bireysel duruma göre değişebileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle yaşam tarzı değişiklikleri veya tedavi seçenekleri konusunda bir kardiyologla görüşmek önemlidir. Her hasta farklı olduğu için, kişiye özgü bir tedavi planı oluşturulmalıdır.